Merhaba gökyüzündeki bulutları bir şeye benzetenler!
Eveeeet!
Konsepti değiştirelim.
Yapılan iyilikleri +1 olarak hesaplayıp ahlak terazisine koyduğumuzda insanlığımız yukarı kefe de kalıyor. Anlayan anladı. Neyse konuya dönelim. İyilik konusunda neden bu siteye musallat olup buraya yazı yazıyorum bende bilmiyorum. Baştan söylim yazım kurallarına takılanlar kusura bakmasın üstümdeki gömlekte ütüsüz. Ali şeriati der ki yada bir filozof ben sizi rahatsız etmeye geldim. Şimdi bu alıntıdan yola çıkarsak cebimizdeki bozukluklardan kurtulmak için dilenciye verilen para ne kadar ikiyüzlüyse bağdat caddesinden dünyaya yayılan iyilik sesleri o kadar ikiyüzlüdür. Faşist solculukta eline su dökülmeyen yılmaz özdilin nasıl ki içtiği rakının kafasıyla bu arada rakıyı bende severim neyse akrostişli yazılar yazarak İçini rahat ettiriyorsa bizde buraya yazı yazarak rahat olamayız. Egosu tavan olan nietche ne gariptirki faytonla eve giderken faytoncu ata kırbaçla hunharca vurduğu için faytoncuyla tartışıp yadiği tekme sonucu ölmüştür. Şimdi düşünelim parasız iyilik yaptık mı. Yani ses çıkarabildik mi yani konuya 3. Kişi oldukmu bende bir iki yüzlü olarak olamadım. En güzel iyiliklerin bu siteyi çökerteceğini bildiğimden onu yapanlara selam olsun. Konumuza tekrardan dönelim sola atıfta bulundum ironi olsun diye ben de solcuyum. Yav ben napıyorum neyse çal keke çal. Ayığım bu arada siz de ayığ olun. Aaaa ne kadar da kaba bir herifffff diyeceksiniz demeyin. Geçen gün yine işsizim. Ailem sigara içtiğimi bilmediği için 5 kilometre yürüyüp boşnak kahvesine çay içmeye gidiyorum. Onlarada buradan selam gönderiyorum. Neyse çay içiyorum karşıdan karton toplayan bir teyze geliyor. Annem geliyor dedim içimden. Topallıyor ama arkasındaki ekmeği de taşıyor sizin ekmeğiniz fırında temiz beklerken. Dedim ki içimden bu kadın cadde bostanda ki kısa renkli saçlı kirayla hayatını sürdürüp paşa çocuğu yazlıkçı bir teyze olabilrdi. Acaba kaç çocuğu var neler çekti derken önümden geçti gitti. Bende hemen çay parasını verip çıktım arkasından. ayağı çok mu acıyordu. Ve ilerde gördüm kendisini. Bana bakmasını istemedim. Onunla göz göze gelirsem onun utanacağı düşüncesi beni utandırdığı için kafa mı eğip gittim. Final beklemeyin abiler ablalar beynimde depremler oluyor . Bu siteyi kuran abidende özür diliyorum ne güzel pembe pembe iyilikler ama dedim ya ben sizi rahatsız etmeye geldim aklımda topallayan bir teyZeyle merhemi olan varsa versin vesselam siteden atarsan da alışığım ayığ ol
Yazdıklarımızı sadece kendi okuyacağımız kişisel bir deftere yazmadıkça bir başkası okuyacak diye yazıyoruzdur. O zaman onun/onların rahatını sağlamaktan ve sorumluluk almaktan kaçıp "ben istediğim şeyi, istediğim yer, zaman ve koşulda/şekilde yaparım/söylerim" demek bizi nasıl rahatlatabilir ki? Rahatlatamaz tabii!
Biz her koşulda, birbirimize yapabileceğimiz iyiliğin, kendimizden başladığını anlayarak ve anımsayarak gerçekleşeceğini biliyor ve sizi de kendinize iyilik yapmaya davet ediyoruz. Her ne kadar anlasak da, anlamasak da. Anlasanız da, anlamasanız da. Anlasalar da, anlamasalar da.
Metrobüsle karşıya geçecektim. Gideceğim mesafe çoktu. Göztepe'den Sefaköy'e uzayan bitmez bir yol. Ben de sıra çok olduğu için , ayakta yolculuğu sevmediğimden Son durağa gidip oradan binmeyi tercih ediyorum. Her neyse bindiğim anda Suriyeli bir çocuk selpak satıyor. Kimse suratına bakmayınca arkalara doğru ilerledi. Yine elim cebime gitmedi. Bu arada bunun sebebi benim ona verdiğim bir lira onu tembelliğe hazıra teşvik ettiği için uygun bulmuyorum. Dayanamadım çağırdım. Selpağı alıp hakkını verdim. Ben aramızdaki duygusal ilişki bitti zannederken elimi tutup yumruk yaptı. Alttan üste üstten alta vurduk. Elimi açarak avuç içlerimizi sonra da elimizin terslerini sağdan sola soldan sağa vurduk. Başparmaklarımızı birbirne değdirip daha bir sürü hareketi yaptık. Giderken de sarıldı. Gidip selpak sattı tekrar gelip sarıldı. Sırtıma da iki kere vurdu adamsın der gibi. Unutmam yaşı küçük büyük adamı bana adamlığı öğretti. Zira b biledeğil gelmeden ben kaçayım. Bulduğunu gol yapıyor.
Uzun zaman görmediğim arkadaşımla bir vesileyle İstanbul Şİşli'de buluştuk. Sohbet koyu özlem gideriyorduk. Oturduğumuz mekan Kitapçı Ali abiye yakın olduğu için gidip kitap aldım. Lafı uzatmıyayım arkadaşla üsküdara geçip bir bankta oturduk. Karşımıza bir amca dikilip gözlerini bize dikerek bakıyordu. Göz göze geldim ve bana eliyle 2 işareti yaptı. Elimi cebime gönülsüzce götürdüm şans bu ya tam iki lira vardı. Amca'da bizden bir şey çıkmayacağını düşünerek yanımızdaki bankta oturanların yanına gidip onlarada konuşmadan bakıyordu. Arkadaşıma iki lirayı amcaya vermesini söyledim. Parayı verdi kalktık. Kız kulesini arkamıza alıp selfie çekelim dedik adet bu ya.kitaplar!!!! Kitaplar yok dedim. Hemen koşarak banklara geldim. Amca yoktu. Oturduğumuz banktaki yaşlı çift burada kitap olmadığını söyledi. Ben'de amcanın kitapları niye aldığını napacağını düşündüm. Arkadaşımda belki satar diyip beni iyice sinirlendirdi. Neyse kısmetim değilmiş diyip arkadaşıma durağa götürdüm. Kendine iyi bak selam söyle ailene derken montundan kitapları çıkardı. Ben şok geçirdim. Ve utanmaya başladım. Arkadaşım dedi ki zanna kapılma. Ve bana hayatımda unutamayacağım bir ders. Amca hakkını helal ettttt
Şu de'lerin de hakkını teslim ederek birkaç iyilik daha yapalım mı? ||
Şişli'de buluştuk. | Üsküdar'a geçip | onlara da konuşmadan | Ben de amcanın | Arkadaşım da belki
Dostum önce sigarayı bırakıp ilk iyiliği kendine yap. Oldu mu dediğin konu oldu bil, cennetin kapısını aralamana Allah'ın izni ile bir zerre icraat bile önemli yaptığın sevap. Ama Allah gecinden versin demek de adettendir ya, sen yine önce sigarayı çöpe at; hatta paketi hiç açma bence kardeşim sana da yazık..