Geçen hafta sağlık sorunlarım yüzünden tüğkanı açamamış evde oturuyordum. evde oturunca da canım sıkılıyor, sürekli benim hanımın ev işine karışıyordum. en son hanım dayanamadı beni evden sepetledi. elimde uzunca bir alışveriş listesiyle pazarın yolunu tuttum. ee biz de atadan gaysarılıyız, pazardan çıkarken yapmış olduğum çetin pazarlıkların sonucunu küfür olarak duyabiliyordum. kulaklarımı küfürlere tıkayıp yoluma devam ettim. tam evin sokağına giriyordum ki mahallenin eşkiya veletleri arabaları park ettiğimiz yerde kedilere mama veriyorlardı, özellikle sevgili komşum, 4 numara albay mehmet'in arabası kedi kaynıyordu, kedilerin pislemediği yeri kalmamıştı. hemen pazar arabamdan çıkarığım ahşap şemsiyemle önce çocukları, sonra da yavru kedileri kovaladım. kediler çocuklardan önce kaçtı. kedi işte namkör heyvan. çocukların ardından "görün beslediğiniz hainleri" diye bağırdım. uzun ve yorucu geçen günün sonunda sevgili komşum mehmet bey'in arabasını kedi pisliklerinden kurtarabilmek beni derinden mutlu etti. ben de bu iyiliğimi sizlerle paylaşmak istedim.
Pelin BIYIK
ve 1
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.
Bugün dükkanı kapatmış eve dönüyordum, son zamanlarda artan suriye'li nüfusu malum, sokaklarda kalıyor insanlar, bir tanesi bozuk bir türkçe ile abi bi yardım et be dedi, ilk başta siftahsız eve dönmenin verdiği sinirle tersledim gariban'ı, 'size hükümet bakıyor, peki bize kim bakacak ?' dedim. cevap vermedi, haksızdım, hemen döndüm geri, cebimde tostçu ismail'in bana sardığı yarım tost vardı, yarısını yarın yerim diye saklıyordum. ama kısmet bu kızcağızın mış. kaptı cillop gibi tostu. yüzündeki sonsuz mutluluğu görmek bile yetti bana, böyle bir ortamda bunu paylaşmak çok güzeldi.
Mustafa Özesmi
ve 3
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.