Daha önce tanıtım metni olarak hazırladığım bir metni paylaşmak isterim. İçerik itibariyle hali hazırda o metinden daha detaylı ve doyurucu bir metin çıkarabileceğimi zannetmiyorum. Hikayemiz Bir Hayalin Peşinde, Zeytinin İzinde, Mimas’ın Gölgesinde Bir Yolculuk... Başka bir dünya mümkün fikriyle çıktığımız yolculuğumuza, başka bir sabun mümkün diyerek devam ediyoruz. Okuyacağınız bu hikaye, daha önce okuduğunuz klasik hikayelere pek benzemeyecek. Şehir hayatından sıkıldılar, kentin kaosundan kaçıp sahil kasabasına yerleştiler hikayesi değil bizimkisi. Bizim hikayemiz bir hayalin peşinden koşanların hikayesi. Şehrin kaosundan kaçtığımız için değil, öğrenmek, anlamak ve eylemek arzusuyla çıktığımız yolculuğun hikayesi. Her günü öğrenme arzusuyla, keşfetme aşkıyla yaşanan bir yolculuğun vardığı noktadır Mimas’ın sabunları. Önce zeytini öğrenerek başladık işe. Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında önce kendisini öğrendik zeytinin ve sonrasında çiftçiyle, çiftçinin sofrasıyla olan ilişkisini araştırdık. Ardından zeytinin ve insanın, doğayla olan ilişkilerine baktık. Dağ köylerindeki insanların doğayla tam bir karşılıklılık ilişkisiyle, birbirine saygı duyarak ve birbirini besleyerek geçen üretim süreçlerini gözledik. Bu toprakların her bir köşesinde zeytine dair mutlaka bir doğal, kültürel yahut endüstriyel miras bulunuyor. Çıktığımız bu yol, öğrendiklerimizi paylaşma ve görünür kılma arzusu Zeytin Rotası’yla hayat buldu. Sonrasında ise hem daha fazla öğrenmek hem de daha fazla paylaşabilmek adına Karaburun’un İnecik Köyü’ne Zeytin Okulu’nu kurduk. Zeytine, doğaya ve insana dair bilinen her şeyi tek bir çatı altında toplama arzusu ve henüz keşfedilmemiş olanları keşfedebilme hayaliyle... İşte bu yolculuk getirdi bizi Athena’nın zeytinlerinden Mimas’ın sabunlarına. Öğrendik ki bu toprakların insanları için zeytinin israf olan bir parçası dahi yokmuş. Yağını sofraya sabuna, odununu pirinasını ateşe ocağa, merhemini yaraya kullanırmış Akdeniz’in insanı binlerce yıldır. Her ağaçta biraz zeytin bırakır kurda kuşa ayırırmış. Bu topraklarda zeytin kurda kuşa aşa bölüşülür, herkes kendi payıyla mutlu mesut yaşarmış. Mimas’ın sabunları zaten yıllardır köyün bilen, işleyen kadınları tarafından yapılırmış. O yüzdendir Akdeniz insanı için temizlik denince akla zeytinyağı sabun gelir. Çünkü zeytinyağı sabunu onlar için kendi emekleriyle ürettikleri, içinde ne olduğunu bildikleri temizlik ve şifa ürünüdür. Tıpkı zeytini, zeytinyağı gibi zeytinyağı sabunu da bu toprakların bir kültür mirasıdır. Karaburun mitolojide pek çok hikayenin konusu olan Rüzgarlı Mimas Dağı’nı içinde barındırır. Bugünkü adı Bozdağ olan Rüzgarlı Mimas Dağı, Narkissos’un kendini görüp aşık olduğu pınara ev sahipliği yapar. Efsanelere göre Mimas’ın derinliklerinden gelen suları, eteklerinde yetişen bitkileri bu toprakların insanlarına binlerce yıldır şifa olmuştur. Söylenegelir ki, Karaburun’da yaşayan insanlar bu yüzden güzel ve sağlıklıdırlar. Biz de efsanelerde anlatılanlara olan inancımızdan Mimas ismini sabunlarımızda kullanmaya karar verdik. Bir de Karaburun’un neyi kültür mirası kabul edilir bilir misiniz? Keçiciliği. Bugün dünyadaki endüstri düzenine, kentleşme merakına inat hala Karaburun’un patikalarında, yol kenalarında otlayan özgür keçileri ve Mimas Dağı’nın her karış toprağını, patikalarını, vadilerini, bitkilerini, suyunu bilen çobanları görebilirsiniz. İşte bizim sabunlarımızı özel yapan Karaburun’un kültür mirası özgür keçilerinin şifalı sütleri oldu. Endüstriyel yemlerle değil, Mimas Dağı’nın kendisine sunduğu nimetlerden beslenen özgür keçiler, her gün Karaburun’un insanıyla lezzetli, şifalı taze sütlerini paylaşırlar. Mimas’ın sabunları da tıpkı Athena’nın zeytinlerinden payına düşeni aldığı gibi özgür keçilerin sütlerinden de payına düşeni alıyor. Başka bir dünya mümkün dostlar, başka bir üretim mümkün, başka bir okul mümkün... Şimdi yolculuğumuz sabuna. Başka bir sabun mümkün... Sevgilerle... Başka Bir Üretim, Başka Bir Sabun Mümkün... Mimas Sabunlarının üreticileri olarak ekolojik maliyeti üretim maliyetinden daha önemli buluyoruz. Bu çerçevede üretim maliyetini ikinci planda bırakarak öncelikle düşük ekolojik ayakizi hedefiyle ekolojik maliyetlerimizi düşürmeye gayret ediyoruz. Bu çerçevede, üretimde kullandığımız tüm girdileri; Varsa Sarpıncık ve civar köylerden, Yoksa, Karaburun’dan, Yoksa, Karaburun Yarımadası’ndan Yoksa, İzmir’den Yoksa, Türkiye’de en yakınımızdaki yerden Sıralamasıyla temin etmeye çalışıyor, asla ithal girdi kullanmıyoruz. Üretim girdilerinin temini sırasında oluşacak tüm ekolojik ayakizi fazlalığından kaçınmaya çalışmakla birlikte, bu girdileri tercih ederken girdinin üretim aşamasındaki ekolojik ayakizinin de düşük olmasına özen gösteriyoruz. Üretmek için yeryüzünü yok etmemize gerek yok. Karşı tepedeki keçi ağılına yürümek, maki bitki örtüsünün şifalı bitkilerinden ihtiyaç kadarını özenle toplamak, civardaki zeytin bahçelerinin yağlarını kullanmak çok zor değil. Ucunda ölüm yok, sonunda hayat var. Sabunlarımızın üretimden paketleme aşamasına kadar her noktasında elektrik tüketiminden uzak duruyor, el yapımı sabunlar üretiyoruz. İnandığımız değerlerin ışığında; bilimsel çalışmaları ve teknikleri kendimize yol gösterici kabul ederek, insana vedahi doğaya zararlı hiçbir kimyasal katkı maddesini sabunlarımızda kullanmıyor, doğallığın en mümkün olduğu noktada üretim yapmaya çabalıyoruz. Üretimimizde pirina yağını kullanmamakla birlikte sabunluk, çamur yağ da denilen tortulu kalitesiz yağları değil, Karaburun’un kaliteli zeytinyağlarını kullanıyoruz ve sabunlarımızı %100 zeytinyağından üretiyoruz. Vegan sabunlarımızda hiçbir hayvansal içerik bulunmamakla birlikte, diğer tüm sabunlarımızda günlük, taze keçi sütü katkısını ekliyoruz. Defne, Lavanta, Kantaron, Badem gibi bitkisel destek yağlarını ise mümkünse dağlardan topladığımız bitkilerle atölyemizdeki kendi imbiğimizde elde ediyoruz. Mimas Sabunları - Karaburun bölgesinin kaliteli zeytinyağlarından %100 zeytinyağlı - Vegan sabunlarımız dışında tüm sabunlarda keçi sütü katkısı - Üretimden paketlemeye %100 el yapımı. - Yerelden temin, yerelden istihdam. - Düşük ekolojik ayakizi - Kimyasal katkı maddesi, kimyasal renklendirici ve esans içermez. Paraben içermez. - Karaburun’un doğal bitkilerinden destekleyici yağlar (Kantaron, Defne, Lavanta, Badem vb.)

Üretim yerimiz İzmir Karaburun Sarpıncık Köyü,nde. 2011 yılında Karaburu Kent Konseyi, Yerel Gündem 21, Karaburun Belediyesi, Yaşar Üniversitesi ve Sarpıncık Muhtarlığı işbirliği ve İZKA desteğiyle Karaburun'un batı köylerindeki göçü önlemek, katma değeri artırmak ve istihdam yaratmak amacıyla eski bir sabun atölyesi elden geçirilip işler hale getirilmiş. Ancak projenin tamamlanmasının akabinde atölye yeniden atıl hale düşmüş. Biz de atölyeyi belediyeden kiralayarak yeniden işler hale getirdik. Atölyenin bulunduğu bölge özellikle ciddi bir res işgali ve tehdidi altında. Bu sebeple bölgede yaratacağımız etkinin sadece istihdam ve katma değer anlamında değil, bölgenin doğal dokusunun bozulmasını önlemek noktasında da olumlu sonuçları olacağına inanıyoruz. Bölgenin coğrafi özelliklerinden ve konumundan bahsetmek de gerekir diye düşünüyorum. İzmir'in en batısında bulunuyor sarpıncık. Hatta öyle ki en önemli ikonu Sarpıncık Feneri. Mitolojide Mimas diye geçen dağın batı eteğine konumlanmış ve denizden yüksekliği 250 metre kadar. Karaburun'un meşhur rüzgarı sebebiyle sert bir maki bitki örtüsü hakim ve bu bölgeyi bitki çeşitliği anlamında da özel kılıyor. Karaburun için keçicilik bir kültür mirası kabul ediliyor ve Sarpıncık keçiciliğin en yoğun yapıldığı noktalardan biri. Bölge insanı keçicilik, zeytincilik, meyvecilik ve balıkçılık gibi işlerle uğraşıyor. Ancak yakın zamanda Rüzgar türbinlerinde çeşitli angarya işlerde çalıştırılarak topraklarından koparılmaya, alışkanlıklarından uzaklaştırılmaya çalışılıyorlar.

İşletmemizi yine benim gibi Zeytince EYDD kurucu üyesi ve Zeytin Okulu gönüllüsü olan bir arkadaşımla birlikte kurduk. Bizim dışımızda 40 yıllık geleneksek sabun imalatı tecrübesine sahip bir ustamız var. Ayrıca paketleme ve ambalajlama için de yöredeki kadınlardan günlük emek desteği alıyoruz.

Başka bir sabun mümkün... Sloganımız, Başka bir dünya mümkün, başka bir iktisat mümkün, başka bir okul mümkün gibi sloganlardan esinlenerek konuldu. Amacımız yaratmayı hedeflediğimiz doğayla ve çevreyle uyumlu, bulunduğu bölgenin dokusuyla bütünleşmiş bir üretim modeli ve bu modelin başkalarına da cesaret vermesi.

Üretimde ekolojik ayakizinin düşük olması öncelikli hedefimiz. Bu sebeple hammaddelerimizin temininde yarattığımı ekolojik ayakizine çok dikkat ediyoruz. Ayrıca %100 el yapımı üretim yapıyor, elektrik tüketimini minimumda tutmaya çabalıyoruz. Bunların dışında sabunlaşma reaksiyonunun temeli olan sodyum hidroksit dışında hiçbir kimyasal madde içermiyor.

Zeytinyağını kendi köyümüzden yada civar köylerdein temin ediyor, kesinlikle ilaç, gübre vb. destekleyicilerin kullanılmadığı bahçelerden seçiyoruz. Sütlerimiz özgür keçilerin günboyu dolaştığı meralarda beslendiği bitkilerle ortaklıklarının bize hediyesi. Bitkisel destek yağlarını Mimas Dağı'nın eteklerindeki bitkilerin yağlarını çıkararak yahut bu şekilde elde edemezsek en yakınımızdaki organik, soğuk proses yağlar üreten işletmeden temin ediyoruz.

Ekolojik ayakizi bırakmıyoruz. Herhangi bir kimyasal katkı maddesi kullanmıyoruz. %100 el yapımı.

Herhangi bir petrol ürünü, plastik, naylon ambalaj vb. kullanmıyoruz.

gliserinli, sodyum hidroksitli üretim sonrası kısımları biriktiriyoruz.

Bize göre en iyi yenilenebilir enerji kaynağı hakkı teslim edilmiş, kıymetli insan emeğidir. Ürünlerimiz el yapımı.

Kadın istihdamına dayalı çalışıyoruz. Şu an için işletme kapasitesi sebebiyle sadece paketleme aşamasında kendilerinden yardım talep edebilsek de önümüzdeki dönemde bu iş birliğini güçlendirme arzusundayız.

Hali hazırda mevcut gelirlerimizden önemli bir kısmını Zeytince Derneği ve Zeytin Okulu üzerinden faydalı olduğuna inandığımız faaliyetlere harcıyoruz.

Doğrudan işletmemizle olmasa da kurucuları olarak Zeytince Derneği üzerinden pek çok doğa ve toplum faydasına olduğuna inandığımız projelere destek veriyoruz.