
İZMİT, Yaşam Dostu Ürün Grubu'na Hoş Geldiniz.
Kısa tanımlar ;
GRUBUN MİSYONU
Yaşam Dostu Ürün Grubu, Güvenilir ve Adil gıda üretimini esas alarak tüketicilere endüstriyel ürünler yerine sağlıklı gıdaları tüketmeleri için imkan sunmaktadır. Yerel üretimin sürdülebilirliğinin sağlanması için Tüketici ile yerel Üreticinin buluşturulmasını ve güvenilir tohumun temin edilerek nesilden nesile aktarılmasını amaçlamaktadır.
Ekmek yapımı ve diğer doğal ürünler :
Genetiği değiştirilmemiş (ata tohum, 2n=14 ve 28 kromozom) eski Uzun Saplı Buğdayları tarlalarımızda yetiştiriyor, Taş değirmende öğüterek elde ettiğimiz, elenmemiş (kabuk ve rüşeym-embriyo dahil) Unlarımızla, kabartıcı dahil hiçbir ilave katkı kullanmadan, Ekşi mayalı ekmek yapıyor ve geleneksel küçük Üretici köy ürünlerinin ise bir kısmını üretiyor, bir kısmını ilk elden tedarik ediyoruz.
Amacımız : Gıda ürünlerinin DOĞADAN İNSANA ulaştırılmasında sağlıklı bir örgütlenmenin hayata geçirilmesidir.
Ayrıntılar ;
BİZ KİMİZ !
YAŞAM DOSTU GIDA DAYANIŞMA, ÜRETİM VE PAYLAŞIM GRUPLARI Sağlığını düşünen tüketiciler olarak, küçük üreticiler tarafından Doğal, Katkısız, kimyasal Gübresiz, Geleneksel ve Yerel yöntemlerle üretilen ARTİZAN (mutfakta doğallığın en ön planda tutulduğu yemek yapma kültürü) Tarım ve Hayvancılık ürünlerini ve üreticilerini destekleleyen ve bu ürünlerin küçük tüketicilerle paylaşımına katkıda bulunmayı Düstur (genel kural, ilke) edinmiş, ortak değer ve amaçlar etrafında birleşmiş, emek veren gönüllüler topluluğudur...
Temel bir amacımız da "patent yasaları" ve "sertrifika" yöntemleriyle yok edilmek üzere olan yerel gıda ve tohumlarımızın korunup serbestçe üretiminin ve dolaşımının sağlanması, tarımsal biyoçeşitliliğimizin korunması ve geliştirilmesidir. Sağlıklı, Güvenli ve Adil gıdaya ulaşmanın garantörü; küçük Üretici ile küçük Tüketicinin tanışması ve karşılıklı güven temelinde örgütlenmesidir.
Biz tüketiciler beslenme ve gıdaya ulaşma alışkanlıklarımızı sorgulamalıyız ve gerçek, Yaşam dostu, Katkısız, GDO'suz, Geleneksel ve Doğal yöntemlerle üretilmiş tarım ve hayvancılık ürünlerini tedarik etmek üzere yerel gruplar oluşturarak marketlerin ve AVMlerin tasallutundan ve insafsızlığından kurtulmak için alternatif tedarik ve paylaşım örgütlenmelerini yaşama geçirmeliyiz.
Bu bağlamda tüm tüketicilerin duyarlılığı ve gayretleri bir tercih değil YAŞAMSAL BİR ZARURETTİR. Gruplarımız marketçilik yapmamaktadır. Amacımız, buradan kâr edip sermaye biriktirmek ve para kazanıp zengin olmak değil, yeni Hizmetler ve Kaynaklar sağlamaktır.
DESTEKLEDİĞİMİZ GELENEKSEL TARIM, ENDÜSTRİYEL VEYA SON ZAMANLARDA KAPİTALİZMİN YENİ OYUNU OLARAK ORTAYA ÇIKAN ORGANİK (doğal koşullarda, ancak, bilinenin aksine sertifikalı tohum ve buna bağlı ilaç ve gübre ile..) TARIMA KARŞI, İNSANLIĞA VE GELECEĞİMİZİN TEMİNATI OLAN YENİ NESİLLERE ARMAĞAN EDECEĞİMİZ HAYATİ BİR SOSYAL PROJEDİR.
Endüstriyel tarım kimyasal gübreye dayalıdır. Toprağı ve topraktaki nemi muhafaza ederek kuraklığa karşı sigorta görevi gören organik maddeler kimyasal gübreleme yapılan toprakta azalmaktadır. Yoğun sulamaya dayalı olan endüstriyel tarım ürünlerinin kuraklığa karşı direnci düşüktür. Fosil yakıta dayalı endüstriyel tarım sera etkisi dikkate alındığında iklim değişikliğine olumsuz etki yapmaktadır.
Tüketici olarak endüstriyel tarıma karşı bir alternatif olan geleneksel tarım ürünlerinin desteklenmesi zorunludur. Sağlıklı beslenmek için; GDO'dan uzak, endüstriyel tarım ürünleri yerine geleneksel yöntemlerle üretilen ürünlerin tüketilmesi Yaşam Dostu Ürün Dayanışma Üretim ve Paylaşım Grubu olarak tüketicilere bir seçenek olarak sunulmuştur. Geleneksel tarım ürünleri yerel, nesilden nesile geçen atalık tohumlara dayalıdır ve çeşitliliği barındırır.
Endüstriyel gıda petrole dayalı, atık ve kirlilik yaratan, monokültürü esas alan sürdürülemez bir sistem sunduğu halde; geleneksel tarım ürünlerinde biyoçeşitliliği ve besin değeri yüksek, kimyasal gübrenin ve böcek ilacının kullanılmadığı, atık ve kirlilikten uzak çevreci ve sürdürülebilir bir üretim ve tüketim modelini bizlere sunmaktadır.
Bu sistem içinde ne yazık ki ticaret yapmak zorunda kalsak bile bilinçli ve insan için ticaret yapmalıyız. Doğa ve toplum için ilkemizden asla taviz vermemeliyiz. Her yerel grubun bir deposu, paylaşım merkezi ve paylaşım-dağıtım aracı/araçları olabilir. Merkezin ve deponun vergi, kira, elektrik, su, işgücü gibi temel masrafları ile taşıt(lar)ın yakıt ve yıpranma giderleri karşılanır, bir sonraki tedarik ve üretim için birikim sağlanırsa, bu kamu kurumu yaşamaya devam eder. Başkaca bir beklentimiz de olmamalı.
Talepler kapasiteyi aşarsa benzer yeni grupların oluşturulması gerekir. Bunun için de ilk gruptan arkadaşların bilgi, tecrübe ve işgücü desteğinden yararlanılır. Bunu; arının oğul vermesi örneğine benzetebiliriz. Amacımız; tüm kenti, tüm büyük kentleri ya da Türkiye'yi "doyurmak" ya da belli bir bölgedeki pazarı ele geçirmek ve oradaki insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere genişlemek ve büyümek olmamalı. Ana hedeflerimizden biri de yerinde üretim-yerinde tüketim ilkesi olmalıdır. Kapasitemizi belirleyen; ürün kalitemizi ve ilkelerimizi koruyacak kadar üretim-tedarik gücümüz ve denetim kabiliyetimizdir ...
Ürün arka plan resmi olarak kullanılan eserin hikayesi :
Sümer Uygarlığının "Ur" antik kentinde (Irak'ın Güneyi) kraliyet mezarlığında 1920 yılında bulunmuştur. Yaklaşık 4500 yaşında olan bu eser “Ur Bayrağı” ya da orijinal adıyla "Standart Of Ur" olarak biliniyor. Lahitlerin birinde üzeri deniz kabuklarıyla işlenmiş, kırmızı kireç ve lacivert taşlarıyla renklendirilmiş birçok figürlerle işli, sedef kakmalı, ikizkenar yamuk şeklinde bir kutudur. Kutunun her iki yüzündeki figürler, zift macun üzerine kırmızı mercan ve lapistes taşı kullanılarak yapılmıştır. Her iki yüzde de üç'er şerit vardır. Kral hariç, insan resimlerinin hepsi birbirinin aynıdır. En büyük tasvir edilen kraldır. En altta köleler, en üstte ise kral resmedilmiştir.
Fosil halindeki bir adamın omzuna dayalı bir şekilde bulunduğu için hanedan sancağı olduğu düşünülmüştür. Şu anda Londra "British Museum"da bulunmaktadır. Üzerindeki görsel betimlemelerin içerdiği ana temalardan hareketle;
Kutunun "BARIŞ"ı temsil eden ön yüzünde (Bizim arka planımız), solda kral, Barış zamanına özgü şölen, Tarım ve Hayvancılık gibi faaliyetlere başkanlık ederken görülmektedir. "SAVAŞ"ı simgeleyen arka yüzünde ise Kral'ın sağda görüldüğü bir savaş sahnesi resmedilmektedir.
Ancak, her iki yüzde de kral, gerek boyutları gerekse konumu bakımından "primus inter pares" (eşitler arasında en birinci) olarak resmedilmiştir. Bu bakımdan bu tasvir ile kralın tanrısal olarak resmedildiği, Babil ve Asur dönemi kraliyet tasvirleri arasında çarpıcı bir fark vardır."
Sitemizde sunulan özellikler ve işleyiş amaçlı olarak çerezler kullanıyoruz. Çerez politikamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.