Mültecilere yardım çalışmalarını yerinde gözlemlemek için bağımsız gözlemci olarak bir haftadır Lübnan'daydım... 2 milyona yakın Suriyeli sığınmacıların elbette çok sınırlı bir kısmına ulaşabildik...
Bu tarz çalışmalarda defalarca gözlemlediğim ve vahim bir hata olduğunu düşündüğüm bir şey var:
Fotoğraf meselesi...
Evet, bu gibi çalışmalar fotoğraflanmalı, kayıt altına alınmalı, gönüllü ve destekçilerle paylaşılmalı...
Ama her yardım alanı fotoğraflamaya, rencide edecek kadar yanlarına sokulmaya gerek yok. Çalışmalar esnasında fotoğraf çeken arkadaşları bu konuda güzelce uyarmaya çalıştım. Umarım derdimi anlatabilmişimdir...
Aktivist, gönüllü, uzman -hatta profesyonel fotoğrafçılar bile- bu gibi insani yardım çalışmalarında görev alırken fotoğraf tekniği ve ahlakı/etiği konularında alacakları temel bir eğitiminin ardından tanıtım çalışmaları için kullanılacak birkaç iyi fotoğrafla yetinmeliler...
Hiç bir yardım insanın izzet ve onurundan daha kıymetli değil çünkü!
Sözün özü insani yardım her anlamda insani olmalı...
Orkun Aşa
ve 4
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.
ADAM: Abla arkadan bindiğinizde Akbil'inizi göndermeyin, bir de sizinki Yaşlı- ücretsiz Akbili. Gider- gelmez, birisi cebine atar. Sonra yeni çıkartmak için bi ton uğraşırsınız. Dikkatli olun.
TEYZE: Haklısınız. Aslında aklıma geldi de... Şey... Ne bileyim işte. Bir dahakine daha dikkatli olayım.
GENÇ: Teyzecim, abinin söylediğinin haklılık payı var. zaman zaman bu tarz problemler yaşanabiliyor. Ama siz yine de insanlara güvenin. İnanın insanlara güvenmek yeni Akbil çıkartmaktan daha az yorar sizi. Göndersem mi göndermesem mi, gider mi acaba gelmez mi? Sizi yormaz mı?
En iyisi mi siz insanlara güvenin teyzecim...
Ozan Özbozbıyık
ve 7
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.
Bugün bir derginin "kötülük özel sayısı"nda okudum:
Sadece iyilik vardır. Kötülük iyiliğin olmaması halidir...
Attila Erbilir
ve 1
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.
Onlara Yenikapı Marmaray istasyonunda rastladım. Bir amca ve yanında eşi olduğunu anladığım bir teyze. Pijama, yelek, terlik... Hasta olduğu her halinden belli teyzenin. Boş gözlerle bakıyor etrafına. Önlerinde 3 bavul ve bir poşet. Amca teyzenin ellerini tutuyor, teyze ara sıra ayağa kalkmaya çalışıyor. Belli ki şuuru tam yerinde değil...
Üsküdar durağında indik birlikte. Teyze çok yavaş yürüyebiliyor.
Bir sürü çanta ve kollarına girilmesi gereken bir teyze. Birkaç genç hemen davranıyor. Önce asansör, sonra yürüyen merdiven sonra taksiye kadar yol ediyorlar. Ne güzel yürekleri var bu gençlerin! Teyze dengesini kaybediyor yürüyen merdivende. Amcanın üstüne düşüyor. Amca da düşüyor teyzeyle birlikte. Çok şükür gençler hemen farkediyor ve hava yastığı hızında hiçbir yerlerine zarar gelmeden tutuyorlar onları. Yürüyen merdiven kısa bir süre daha çalıştıktan sonra görevli tarafından durduruluyor. Birden yeni gençler beliriyor yolun tam ortasında kalan yürüyen merdivende. Üstünde insanlar varken tekrar çalıştırılmasının çok tehlikeli olduğunu öğreniyoruz görevliden. Herkes bir şeyi yükleniyor. İki genç teyzenin kollarına giriyor. Amca da onlara destek oluyor. Yürüyen merdivenden çıkıldığında çoktan bir taksi çevrilmiş, çantaların bir kısmı yerleştirilmiş bile. Amca mahcub, dilinden dualar dökülüyor. Arka koltuğa oğlunun kucağına yatırıyorlar teyzeyi... Taksi hareket ediyor. Gençler birbirine bakıyor, yüzlerde güzel bir tebessüm. Herkes birbirini tebrik ediyor. Hayırlı akşamlar dileklerinden sonra hayat kaldığı yerden devam ediyor...
Kısa bir sürede o kadar organize bir iyilik yaşandı ki "ne güzel gençler var bu ülkede!" demekten kendimi alamadım.
Bu güzel yürekli gençler oldukça herşeye rağmen umut var demektir...
Özlem Şahinoğlu
ve 9
kişi daha bu iyiliğe sarıldı.
Teşekkür etmek, bazen birçok güzelliğin başlatıcısıdır... :)
Teşekkürler Uygar Ağabey...
Güneş Yıldırım
bu iyiliğe sarıldı.