

KAMER VAKFI
Bir kadın çalışması başlatma fikri 1994 yılında ortaya çıktı ve hazırlıklar yapılmaya başlandı.
KAMER 01.08.1997 tarihinde Limited Şirket olarak açıldı. Çalışmaların büyümesi ve yaygınlaşması sonucunda 2005 yılında KAMER Vakfı kuruldu.
KAMER Vakfı halen Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun 23 ilinde örgütlüdür.
Edindiği deneyimleri Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 21 ilde paylaşmış, kadınları güçlendirmek için kadınların ve kadın kuruluşlarının sayısının artmasına destek olmuştur.
Vizyon (Rol)
Her türlü ayrımcılık, şiddet ve yapısal hiyerarşiden uzak; özgürce gelişebilen, bağımsız bireylerden oluşan, paylaşım ve dayanışmaya dayalı, katılımcı bir toplum.
Misyon (Görev)
Cinsiyetçi değerlerin biçimlendirdiği kültür ve geleneklerin kadın ve çocuklara zarar veren uygulamalarını tespit etmek, alternatiflerini geliştirmek ve uygulanabilir olmalarını sağlamak.
İlkelerimiz
-İnsan haklarından ve “kadının insan haklarından” yana taraf olmak
-Tüm siyasi yapılanmalardan, sivil toplum örgütlerinden, kişi, kurum ve kuruluşlardan bağımsız olmak
-Her türlü ayrımcılığı reddetmek
-Her türlü şiddeti reddetmek
-Bilgi ve deneyimleri değersizleştirmeden yapısal hiyerarşiyi reddetmek
-Paylaşım ve dayanışmadan yana olmak
-Evrensel düşünüp yerel çalışmak
Yürüttüğümüz Çalışmalarımız
1.Kadının İnsan Hakları için Farkındalık Çalışmaları
2.Acil Destek Programı
3.Kadın Girişimciliği Çalışmaları
4.Erken Çocukluk Dönemi Eğitimi Çalışmaları
5.Sığınmacı Kadın ve Çocuklara Destek Çalışmaları
1.Farkındalık Yaratma Çalışmalarımız
Kadınların ve erkeklerin geleneksel kurallar çerçevesinde sürüp giden statülerini fark etmelerini, sorgulamalarını, değiştirmek için direnç ve yöntem geliştirmelerini sağlamak üzere çeşitli yöntemlerle yürütülen çalışmalardır. Bu yöntemler;
1- Farkındalık Grupları
2- Salon Toplantıları
3- Ev Ziyaretleri
2.Acil Destek Programı
-Yaşadıkları şiddeti fark edip kurtulmak için destek isteyen kadınların ilk ve acil ihtiyaçlarına cevap vermek. Talep ettikleri psikolojik, hukuksal desteklere ulaşmalarını sağlamak.
-Namus adına işlenecek bir cinayetin muhtemel kurbanlarına destek olmak. Namus adına işlenecek muhtemel bir cinayetin kurbanı olacak kadınların başvurularında;
-Her bir kadının hikâyesi ve doğal çevresi ile ilgili özellikler değerlendirilerek öldürülme tehlikesi yaşayan kadınlara destek olunup, yaşamları güvence altına alınır.
-Öte yandan sorun ile ilgili duyarlılık yaratılmaya ve kalıcı yöntemler geliştirilmeye çalışılır.
3.Kadın Girişimciliği
Grup çalışmalarına katılarak ya da Acil Destek Hattı servislerinden destek alarak geleneksel statülerini fark edip sorgulamış, değiştirmek için çaba harcayan kadınların, üreterek, çalışarak güçlenmelerine katkı sağlamak.
4.Erken Çocukluk Dönemi Eğitimleri
“Dünyayı Kadınlar ve Çocuklar Değiştirecek” adıyla yürütülen çalışmalar ile erken çocukluk dönemi için şiddetsiz, cins ayrımcılığı içermeyen, ayrımsız, katılımcılığı, yaparak yaşayarak öğrenmeyi teşvik eden alternatif bir eğitim metodu geliştirilmeye uygulanabilir olması sağlanmaya çalışılmaktadır.
5.Sığınmacı Kadın ve Çocuklara Destek
Ülkemize sığınan herkesin bizim sahip olduğumuz hak ve fırsatlara sahip olması gerektiği bilinciyle hareket ederek sığınmacı kadın ve çocuklar için hem ayrı programlar yapılmakta hem de yürütülen tüm çalışmalara dahil olmaları sağlanmaktadır.
Hem insani yardım için aracılık edilmekte hem de sahip oldukları hakları kullanabilmeleri için çaba harcanmaktadır.
Çalışırken fark ettiklerimiz;
-Kadın hakları insan haklarıdır.
-Cinsiyetçilik ve kadına karşı şiddet, dünyanın ya da Türkiye’nin doğusuna, bir etnik kimliğe ya da bir inanç grubuna ait bir sorun değildir. Farklı şekillerde de olsa dünyanın her yerinde kadınlar ayrımcılık ve şiddet yaşarlar.
-Bazı bölgelerdeki kadınlar, savaş, göç, yoksulluk gibi sebeplerle şiddeti daha ağır ve fazla sayıda yaşayabilmektedir.
-Şiddet kadınların kaderi ya da anneden kıza geçen bir miras değildir.
-Şiddet herhangi bir etnik gruba, inanç grubuna ya da bir ülkeye ait bir sorun değildir.
-Şiddet aile içini ilgilendiren ve aile içinde çözülmesi gereken bir sorun değildir.
-Şiddet sadece yoksul veya eğitimsiz kadınların sorunu da değildir.
-Şiddet toplumsal bir sorun olup toplumun bütün bileşenlerinin elbirliği ile baş edilebilecek bir sorundur.
-Binlerce yıldır yaşanmakta olan şiddet konusunda farkındalık yaşamalı ve yaşatmalıyız.
-Bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak çoğalabilirsek şiddet ile baş edebiliriz.
Damlaydık, okyanus olduk!
Sitemizde sunulan özellikler ve işleyiş amaçlı olarak çerezler kullanıyoruz. Çerez politikamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.